18 Eylül 2009 Cuma

gitar anahtarlık




Özel sipariş gitar istediler benden .ben de denyeyim yapabilirsem olur dedim.Bir kaç gün googleda arama yaptım ama amigurumi sadece bir tane bulabildim onu da yapmak istemedim ,kendim birkaç deneme yanılma yaptıktan sonra, bulduğum resime benzer,amam aynısı olamyan bu gitar çıktı ortaya.Umarım beğenirler,çok uğraştım,çok:)
esinlendiğim resimi bulamıyorum:(

17 Eylül 2009 Perşembe

Kedilerim Film Şeridi Gibi Geçti Gözlerimin Önünden 4


Dürdane, devam:Benim kızım çok nazlıydı ve çok güzeldi,öyle ki kedileri evde beslememe pek gönlü olmayan annem dürdaneyi sevmişti.Biz yemek yerken oda yanımızda bizi izlerdi,gözlerine de küçük emrah ifadesi verir bizim ona sofradan birşeyler vermemizi beklerdi,ama hiç sofraya yanaşmazdı.O bizim kırmızı çizgilerimizi bilir,biz de onunkileri bilirdik.Bir kere yemek yerken annem elinde lokması,televizyona bakıyordu dalmış vaziyette ,dürdane büyük bir dikkatle,sinsice annemin elindeki lokmayı kapıverdi:) hepimiz çok gülmüştük:)Annem kızacak sandım ama O'nun da çok hoşuna gitti:)
Mart ayı yaklaşınca kedilerin kanı kaynar ya,eee bizim kız da güzel,birçok delikanlı kızımın peşinde.Dürdane için kavga ediyorlar, kızımı rahat bırakmıyorlar.İşte ben o zamanlarda vampir avcısı gibi(benzetmeye bak) kızımın peşindeki kedileri elime ne geçerse atarak uzaklaştırmaya çalışıyordum.Kızımın özel hayatına çok karışmışım:)Tabi bu kovalamaların sonunda dürdane anne adayı oldu.
Doğum sancıları başlamıştı,beni bir telaş kapladı,babamlar evde doğuma izin vermediler.Bodrumda bir yer ayarladım.Ama kızım sürekli benim yanıma geliyordu ,beni yanında istiyordu,Gece olduğu için ben bodrumda kalamadım onunla.Ama o her defasında benim yanıma geliyordu,gece12 civarı.Ben balkonda ,dürdane kucağımda...Nasıl sancı çekiyor kedinin leğen kemiklerinin an be an genişlemesini seyrettim.Sonra mecburen onu tekrar bodruma bırakıp eve geldim. zavallım sabaha kadar sadece 2 yavru dünyaya gelmiş,hala sancılıydı.İlk kedi ebeliğimi dürdaneye yaptım ,karnına masaj yaptım,bir yavrusu tam çıkamadı,elimle müdahele ettim.Sonunda 4 tane torunum oldu:)Tabi bu sefer de annem yavrular olunca dürdaneyi içeri almak istemedi,kızım birkaç gün geçtikten sonra,yavrularını en güvendiği yer olan eve taşıyordu her seferinde biz indiriyorduk bodruma, biz birini indiriken,o diğerini çıkarıyordu.Sonunda dürdane ve ben galip geldik.kedicikler evimizin yeni neşesi olmuşlardı.
Arkası yarın:)

15 Eylül 2009 Salı

Kedilerim Film Şeridi Gibi Geçti Gözlerimin Önünden 3


3- Dürdane:Bu kedimle benim isim babalarımız aynı:Babam:)Tüyleri bembeyazdı.Sadece kuyruğunda ve kulaklarında gri lekeleri vardı.Ben bir türlü kızıma uygun isim bulamıyordum,babam'dürdane olsun ,inci tanesi demek 'dedi.Benim de çok hoşuma gitti.Dürdane ban hediye geldi yengemden.Yaptığı nadir iyiliklerden biridir dürdanem.Ne tuhaf bir ironidir ki.lisede kimya öğretmeninim adı da Dürdane'ydi.Arkasından çok muhabbet etmişizdir isim benzerliği konusunda:)Dürdaneyi tanımayan arkadaşım yoktu.hiçbiri görmemişti ama dilimden düşürmediğim için onlarda yakinen tanırlardı.Hatta bana halimi hatırımı sorduktan sonra, 'dürdane nasıl' diye sorarlardı abartmıyorum:))
dürdane 4 yıl benimle oldu.lise dönemi boyunca.Biribrimize çok bağlıydık beni anlar ,dinler sanırdım.Bazı dertlerimi sadece onunla paylaşırdım.Bir de cips ve çikolatalarımı:) ambalaj şıkırtısı duysun, hemen koşardı yanımıza tepemize çıkardı, ona da verelim diye:)Ben kavunu bayılarak yiyen kediyi de dürdane sayesinde tanıdım.Kavunu ve zeytin çekirdeğini de çok severdi:)komşu kızı da ben gibi kediciydi.onun kedilerini severken beni görse birkaç gün bana küserdi.Hiç yüz vermez ,yanıma gelmez,kendini sevdirtmezdi.Çağırırdım 'dürdane kızııım'diye resmen yüzünü başka tarafa çeviri bana hiiç bakmazdı.biz gezmeye giderken dışarı çıkarırdık,(tuvalet ihtiyacını dışarıda hallerdi).Eve geldiğimizde bizden önce kapı açılır açılmaz eve koşar babm koltuğa oturunca da hemen gider O'nun göbeğine kurulurdu.babam biraz tontondur da:)) kıskanırdım babamı ,niye önce bana gelmiyor diye.Tabi ben de balkon yoktu ya ondan:))
eveeet dürdane faslı bir bölüm daha devam etsin .Çünkü çoook anım var onunlaŞimdilik bu kadar:)Arkası yarın:)
not:Arka arkaya yazamıyorum.malumbiraz fazla meşgulum şu aralar.yazımı gecikmeli yazsam da beni okuduğunuz için teşekkürler

10 Eylül 2009 Perşembe

kedilerim film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden 2



Kaldığım yerden devam:) Aslında bu kadar ara vermeyi istemezdim ama bazı meselelerden dolayı böyle uzadı:) nerde kalmıştık?
3-Pıskırıklı:Aslında bu kedim tam olarak benim özel kedim değildi.Yani benim kedimdi de yedek kedim diyebiliriz:) Bize ne zaman katıldığını hatırlamıyorum bile.Bir rivayet uykucu minnoşumun yavrusu olabilirmiş.Durmadan hapşururdu,her zaman burnu akardı.Hapşururken -tıkıs,pıkıs-ses çıkardı.İsmini de bu yüzden pıskırıklı koyduk.Sürekli evin penceresinde nöbet tutardı.Tabi sürekli pıskırdığı için pencere sümük damlacıklarıyla dolardı:)Annem hep kızardı,''pencereden yemek verme,alıştırma, camlar temiz dursun ,''diye.Ve çoğu zaman o camı bana sildirirdi.
bu kedim de dişiydi.her sene 1-2 kere doğum yapardı.Ama malesef yavrularını ya erkek kedi boğar,ya da hasta olur büyüyemeden ölürlerdi:(( Bir keresinde hiç unutmam,böyle pamuktan yumuşak, tatlı 3 yavrusu olmuştu. tombik tombiktiler. Ne yazık ki onları erkek kedi boğmuş .Çok üzülmüştüm.Pıskırıklı canım hepsini tek tek dışarı taşıdı ,sanki yaşıyorlarmışgibi onları yalıyor miyavlayarak onlara sesleniyordu.Amcam hayvan üzlümesin diye yavruları alıp gömmmeye başladı.Son kalan yavruyu resmen vermek istemedi ,seviyor emsin diye uğraşıyor.biryandan da ağlıyordu.BEn ilk o zaman gördüm bir hayvanın ağladığını... O an çok dokunaklıydı.Kaç saat başında bekledi bilmiyorum.Sonra onu da gömdük .Bir hafta ağladı.:((
bu kedim yanından geçerken onu sevmezsek kızardı, hemen ayağınıza tırnağıyla imzasını atardı:)sinir olurdum böyle yapmasına.eve almadım bahça kedisiydi diyebilirim. bizimle 10 yıl, belki daha fazla yaşamıştır.zavallım bir trafik kazası sonucu hayata gözlerini yumdu.Üstelik hamileydi...
devamı var..:)
yeni farkettim 100.yazımı yayınlamışım:)) çok mutlu oldum:))

9 Eylül 2009 Çarşamba

komşumun poşetliği


Maşallah diyelim nazar değmesin komşuma. Kendisi yine çok güzel bir şey yapmış:Poşetlik, çok şirin ,çok hoşuma gitti. Ben de yapacağım inşallah:)

7 Eylül 2009 Pazartesi

kedilerim film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden



Kendimi bildim bileli kedi severim.Hep kedim olmuştur benim:)nasıl sevdim bu kadar bilemiyorum.Annem pek hazzetmez.Babam çok sever.O'nun da varmış küçükken kedisi.Galiba babamda kedi geni var, ve bu gen sadece bana geçti.Zira, diğer kardeşlerimde yok.
Kedilerle o kadar çok hatıram var ki.İlkini ben hatırlamıyorum ama annem söyler;kedilerin burnundan öper,mıncıklar dururmuşum:)Şimdi nerden mi çıktı kedi muhabbeti?Ben hiç bırakmadım ki:) (Yine kedim olsun istiyorum.)Kedilerimi geçmişten günümüze sıralayayım:
1-UYKUCU MİNNOŞ,bu zatı muhterem kızım, kucağıma alır almaz uyurdu.Yaşım 6-7.Hep kucağımda taşırdım.Paris Hilton'un yanından ayırmadığı köpeciği gibi:)Babamın işi nedeniyle Almanya'ya gitmemiz gerektiğinde onu da götürmek istemiştim de babam beni kandırmıştı.pasaportu olmadan olmaz diye.Birkaç yaz tatilinde de gördüm sonrasını hatılamıyorum.
Bir yazın geldiğimde kocaman olmuştu ,hatta yavruları vardı ve kocaman bir yılan yakalamıştı bahçemizden.Yavrularıyla yediler sonra yılanı.
2-PAMUK,bu kızımı da sokakta buldum.Ben onu sevdim ,o da beni..Hemde çok sevmiştim.Yaş 12-13.Çok anım vardır kendisiyle.Annem eve almama kızardı geceleri.,ben de herkesin uyuduğundan emin olup sinsice alırdım pencereden kızımı.Pisi pisi dedim mi hemen gelirdi.O da alışmıştı bu gizli buluşmalara.Yine böyle bir gece aldım pamuğu içeri. bizim kız gitmiş,ablamın üzerine yatmış.Ablam bir ses duymuş- tabi ki hanımın keyfi yerinde mırıl mırıl- gözlerini açmış.Oda ne. iki parlak göz var üzerinde.Bir çığlık koptu, uyandım .Ablam acayip korkmuş.(düşünsenize gece üzerinizde bir ağırlık,gayipten garip bir ses,ve iki parlak göz) korku filmi gibi.Çok kızmıştı bana:)
neyse zavallı kızm ilk hamileğinde kayboldu, bir ay göz yaşı döktüm aradım bulamadım.Babam söylemişti.kediler öleceklerini anladıkları zaman sahibine göstermemek için kaçarlarmış.Daha bir üzülmüştüm.Sonbahardı ve sürekli yağmur yağıyordu...
devamı sonra.....

4 Eylül 2009 Cuma

Bak bi çık aklımdan!


Sahurda saat çaldı.Ben uyandım,aklımda şu mısralar(!)
bayıldım ben şu pilice
tadını çok sevince,
çeşit çeşit pişirdim
hergün sofraya getirdim...
Gece gece bile hala aklımda ya ,helal olsun reklam yapan firmaya.Efendim neden mi bahsediyorum.İsmini vermekte beis yoktur,zira bu blog benim olduğundan reklama girmiş sayılmaz, girse de RTÜK kapatmaz(umarım:S).Bugün bahse konu mevzumuz ,Bakbi marka piliç .Markanın reklam cingılı radyoyu açtığım her yarım saate bir, güzel sesli hatun tarafından meşk edildiğinden olsa gerek ,zaten tüm günü ortalıkta 'bakbi bakbi bakbi şu pilice'kıvamında papağan gibi dolaştığım yetmedi,uykumdan uyanırken bile bu cingılı söylüyorum.Reklam şirketini tebrik ederim. yani potansiyel müşterisini bu kadar etki altına aldığı için:)bir gün denemek lazım gayrı:))
Ramazanda sanki tek derdimiz yemekmiş gibi sürekli yiyecek- içecek reklamları..Çok uzatmayayım .Bu postu yazarken dilimde bir melodi,...
bayıldım ben şu pilice...:))

3 Eylül 2009 Perşembe


bugün bir arkadaşım hakkında güzel bir haber aldım.İnşallah sonucu da güzel olur:)