19 Ekim 2009 Pazartesi

17 Ekim 2009 Cumartesi

küçük kızlar için abiye( DIY projesi)





Fazla söze ne hacet, sevgili komşum yine konuşturdu yeteneğini.Kızı için abiye kıyafet dikti,hem de provasız,kalıpsız.Göz kararı ,maşallah kendisine:)) Mankenimiz Eda'ya teşekkürler:)
Gerekli malzemeler Eski bir nişanlığın eteği ve aynı kumaştan yapılmış düğmeler.

16 Ekim 2009 Cuma

kutu kaplama



Görümcemle geri dönüşüm yaptık,ayakkabı kutusu ve O'nun geçen seneden kalan artık elişi kağıtlarıyla çakma kolaj çalışması:)Kutusuna okul malzemelerini koyuyor.Resimde çok net değil ama gerçekte daha güzel duruyor.Bu arada şu görümce kelimesi yerinedaha güzel bir hitap kelimesi yok mu acaba?

14 Ekim 2009 Çarşamba

futbolculara faaliyet kitabı


p


bakıcılığını yaptığım çocukla bazen evde faaliyet yaparız.Bu kitabı almışlar kırtasiyeden tabiki bizim fındık beğenmiş futbolcu kitabını:) Biz de kapı koluna asmak için röveşata atan yakışıklıyı yaptık.Benim yaptığımın biraz anatomisi bozuk oldu:)Sizde yapıyorsanız çocuklarınızla böyle faailyetler,güzel fikirler var.Tavsiye ederim,Timaş yayınlarına ait bir kitap.

13 Ekim 2009 Salı



bu küçük işleme örtüyü ilk okulda işlemiştik elişi dersinde.Şimdi annem hala kullanıyor.Çok severim örtüyü.Küçücük ellerimle işlemişim. Tahminen, 9-10 yaşlarındaydım.
diğer şey de babanemin mıhtan yapılmış tığı.Orjinal bir fikir.Babaannem bununla eski iplerden paspas,kilim örüyor,hem de sık iğne:)

12 Ekim 2009 Pazartesi

çilek aşkı




yeni yaptığım amigurumi anahtarlıklar.Resimler neden çift geldi anlamadım,silmeye çalıştım olmuyor.Siz de iki kere bakıverin:)

8 Ekim 2009 Perşembe

tembel kedicinin uzayan kedi muhabbeti



Gümüş biz evimize geri dönünce yemek saatleri dışında gelmedi yanımıza birkaç gün.Kendisini sevmemize kızıyordu,resmen bize kırılımış onu bıraktık diye.Gönlünü çok zor aldık.Ahh ah çok özledim onu.içimden yazmak gelmiyor çünkü yazdıkça daha çok özlüyorum.Bazen rüyalarıma girer orda severim onu,bazılarını gerçek sanırım.ÇOk sabırlıydı,evimize gelen misafir kediye bile katlandı,kuşuma arada dudaklarını titreterek baksa da asla ona zarar vermedi(misafir kedi Kuşumun ölümüne sebeb oldu,ağzından zor kaptım ama 1 gün yaşayabildi şinasim:( ) Sabahları erken uyandırırdı.Ben kursa giderken beni kapıda karşılardı,hemen omuzuma çıkar,beraber girerdik eve.Bahçali evde yaşıyorduk o zaman ve bu kediler için kesinlikle daha iyi.
Gümüş hanım hamile kaldı.Doğumunda yanındaydım,o kadar ilginç ki tam 5 yavrusu oldu ,her yavru doğduktan sonra annesi itinayla göbek kordonunu yiyerek kesiyor.İlk gördüğümde çok korkmuştum.Yavrunun göbek kordonunu tamamen yer ve yavru ölürse diye.Ama kesinlikle öyle olmuyor,kordonu yavruda biraz kalacak şekilde yiyor.Bu bir mucize.Sonra yavruyu yalayarak kurutup temizliyor ve yavru baslıyor meme aramaya.Sonra diğer doğum başlıyor.Hiç bir yavrunun bakımını tamamlamadan diğeri dünyaya gelmiyor.Bu olay benim çok ilgimi çekmişti.
Gümüş yavruları 1 aylık olduktan sonra eve ne bulursa getirmeye basladı:Kertenkele,yarasa,fare,kelebek.. Yarasa hariç diğerlerini canlı getiriyor,yavrularını yanına çağırıp,hayvanı serbest bırakıyor,böylece yavrularına avalanmayı öğretiyor.Onlarla ilgilenmiyormuş gibi yapıyor,yavru avını elinden kaçırırsa hemen müdahele ediyor, kontrolu de elden bırakmıyor.Ben saymıştım kaç tane av getirdiğini rakamları tam hatırlamıyorum ama yaklaşık rakamlar şöyle:27 fare,5yarasa,3 kertenkele..
Bütün bunları eve almasına nasıl izin verdiğimi merak etmişsinizdir.O sıralar taşınmak üzere olduğumuzdan evi kaldırmıştım.Eşyalar kolilerde ,sadece ihtiyac kadarı vardı ortalıkta ve antreyi,tamamen boşalttığım için rahattım,kedilere antrede öğretti bunları:)
başka bir ilçeye taşınmak zorunda kaldığımız için gümüşümü ve yavruları kedileri çok seven emanetçi amcamıza vermek zorunda kaldım.Çok zor günler geçirdim,hala özlemim bitmedi gümüşe,verdiğimiz amca çok iyi bakardı kedilere,özel yemekler hazırlar,yurt dışından mamalar getirir,kediler işçin evinin duvarını bile delmiş.
İşte böyle Gümüşü ne zaman ansam içim bir tuhaf olur,boğazım düğümlenir....

bundan sonra baska bir kedi hatıram olur mu bilmiyorum:(

5 Ekim 2009 Pazartesi

nerde kalmıştım..





aslında kaç gündür bloga bakıp çıkıyorum yazasım gelmedi bir türlü. Şimdi de pek yok ama artık bu kadar atalet yeter.
Dürdanemin yavrularının adını HANS;PETER;BRİEGEL(Futbolcunun birinin adıydı) koymuştuk.Bir yavrusu daha vardı ama o malesef balkondan düşerek öldü:(. çok tatlılardı.Ben okula başlayınca çalmışlar kedileri.Sonra her sene doğum yaptı dürdane anma çoğu ölü doğum oluyordu. son doğumundan bir hafta sonra ben üni. kazanıp gittikten 2 ay kadar sonra vefat etti:( Onun doğumunda yardımcı olmuştum ama kendisinde bir tuhaflık olduğunu anlamıştım.Yavrulardan ikisi ölü doğdu ikisini de kabul etmedi.Ben de yavruları komşunuzun kızının yeni doğum yapan kedisine evlatlık verdim.Kedicik kabullenmişti yavruları ,ama malesef onları da erkek kedi boğarak öldürdü.
Okulu kazanıp gittiğimde 1 ay hiç durmadan hergün annemleri ve dürdaneyi özlediğim için ağlardım.Öldüğünü öğrendiğimde daha çok ağladım:((
evet,dürdaneden sonra fetret dönemi yaşadım.Evelendikten 1 ay sonra soğuk sonbahar günlerinde önüme çıkan minicik bir kediyle tekrar başladı neşeli günler.Bu kedim ve arada birkaç kedimden sonra beni kalbimden yaralayan kedime açtım evimin kapılarını..GÜMÜŞ'e...
Gümüş de minicikti kapımızda onu bulduğumuzda, patileri hafif tüysüzdü ,ilk zaman korkmuştum hastalıklı diye ama zamanla şipşirin oluverdi.çok tatlı ve de çok anlayışlıydı.
iki aylık var yok birşeydi.Altı aylık olduğu zamanlar 40 günlük mecburi şehir dışına gitmemiz gerekiyordu,Gümüşü çok sevdiğimiz hayvan dostu bir amcaya emanet edip gittik, benim burnumda tüttü resmen.Daha o zaman adı gümüş değil ben adın ı başka birşey koymuştum.Emanetçi amcamız koymuş ona gümüş ismini.Bizim de hoşumuza gitti.gümüş oldu.
Fazla uzun yazıp da sizi bunaltmayayım arkası yarın diyelim tekrar:))
NOT: resim kedim gümüşe aittir.